Tuğla: Webb, Samanyolu’nun merkezindeki esrarengiz kara bulutu ortaya çıkarıyor

Gökbilimcilerin uzun süredir ilgisini çeken şey, gök cisminin merkezine yakın bir yerde bulunan devasa bir moleküler gaz bulutu olan “The Brick”ti. Samanyolu Galaksisi. The Brick gibi moleküler bulutlarda yeni yıldızlar doğuyor.

Güçlü James Webb Uzay Teleskobu’ndan alınan en son ölçümler, galaksimizin bu esrarengiz karanlık bölgesi hakkında yeni ayrıntıları ortaya çıkardı.

Gözlem, bölgede alışılmadık derecede yüksek konsantrasyonda karbon monoksit (CO) buzu keşfetti.

Bu yeni keşfedilen bilginin, bu tür moleküler bulutlarda yıldızların oluşumunu sağlayan karmaşık mekanizmalar hakkındaki bilgimiz açısından önemli sonuçları vardır.

Düşük yıldız oluşum oranına sahip moleküler bulut

Araştırmacılar galaksinin merkezindeki zorlu ortamda yıldız oluşumunun mekaniğini daha iyi anlamak için The Brick’e benzer bulutları araştırmaya istekli.

Göre resmi açıklama, bu bölge yıldız oluşum oranının düşük olması nedeniyle galaksimizde yoğun olarak incelenen alanlardan biri olarak öne çıkıyor.

Ancak hala birçok soru var ve bilim insanları bunu daha iyi anlamak için çalışıyor. Bu bulmacalardan biri, düşük yıldız oluşum oranının kafa karıştırıcı yönü etrafında dönüyor.

Özellikle, yoğun gaz açısından zengin bir bulutun genellikle yeni yıldızların doğuşunu tetiklemek için uygun olarak algılanması nedeniyle bu, bilim adamlarının tahminlerine onlarca yıldır meydan okuyor.

Webb’in analizi, bölgenin daha önce bilinmeyen özelliklerini, özellikle de donmuş CO2’yi ortaya çıkardı. Gökbilimci Adam Ginsburg’a göre, bölgedeki buz miktarı daha önce bilinmiyordu.

Ginsburg, “Gözlemlerimiz, buzun orada çok yaygın olduğunu, gelecekte yapılacak her gözlemin bunu hesaba katması gerektiği noktasına ikna edici bir şekilde gösteriyor.” dedi.

Sıcak gazın varlığı

Webb gözlemleri ayrıca bu bölgedeki gazın diğer yıldız oluşturan moleküler bulutlardan şaşırtıcı derecede daha sıcak olduğunu gösterdi. Bu, Brick’teki düşük yıldız oluşum oranının ardındaki temel faktörlerden biri olabilir.

Yıldızlar genellikle moleküler bulutların içindeki yoğun alanların soğumasını ve yerçekimsel çöküşünü gerektiren bir süreç yoluyla oluşur.

Açıklamada, “Bu gözlemler galaksimizin merkezindeki CO bolluğuna ve buradaki kritik gaz-toz oranına ilişkin anlayışımızı zorluyor. Bulgulara göre, her iki ölçüm de önceden düşünülenden daha düşük görünüyor” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, çalışmanın “yıldız oluşumuna ilişkin yerleşik teorilerin yeniden değerlendirilmesine yönelik kritik bir ihtiyaç” ortaya koyduğu öne sürülüyor.

Bilim insanları, James Webb’in katı fazdaki gaz moleküllerini izleme kapasitelerini dönüştürdüğünün altını çiziyor. Bundan önce donmuş CO izlemesi esas olarak gaz emisyonlarıyla sınırlıydı.

Webb’in kızılötesi kapasitesi aynı zamanda bilim adamlarının galaksimizdeki ve ötesindeki moleküler bulut alanlarının ayrıntılı resimlerini elde etmelerine de olanak tanıdı. The Brick’i incelerken, moleküler bulutun görünür ışığı emen ancak kızılötesi radyasyon yayan yoğun tozu nedeniyle kızılötesi gözlemler sıklıkla kullanılıyor.

Bulgular şu şekilde rapor edildi: Astrofizik Dergisi.

Kaynak bağlantısı

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın
Önceki Gönderi

Avrupa uzay teknolojisi yarışında neden geride kalıyor?

Sonraki Gönderi

Tatil sezonunda nasıl hayatta kalınır

İlgili Yazılar